Tarım Kimyası

0 0
Read Time:2 Minute, 48 Second

Tarım Kimyası fütürist tarzda bilimsel olarak tarım faaliyetinde bulunmak isteyen her bireyin öğrenmesi ve benimsemesi gereken en temel bilimsel alanlardan biridir. Kimya, gelişen dünyanın teknolojik değişimlerine paralel olarak giderek artan öneme ve yoğun keşiflere sahne oluyor. Bilindiği gibi kimya sadece kimyagerlerin temel eğitim dersi değil, ziraat mesleğinin de temel dersidir.

Tarım bilimcileri için kimya, sadece teoride genel kapsamı ile sınırlanmamalıdır. Aksine, Tarım Kimyası (İngilizcesi Agro Chemistry) başlı başına tarım akademisinin ana kürsülerinden biri olmalıdır. Maddeyi inceleyen kimya sadece dünyada değil evrende var olan her varlıkta gerçekleşen değişimleri de inceler. Öyleyse, bitkiler aleminde meydana gelen değişimleri ve olayları da ancak kimya ile kavrayabiliriz.

Canlı varlıklar olarak insanda olduğu gibi bitkinin yapısı da kimyasal birimlerden oluşmaktadır. Bunların etkileşimleri hayat döngüsünü şekillendirmektedir. Bitki, yaşamını kimyasal tepkimeler ile gerçekleştirmektedir. Döllenmeden bir birey oluşumuna, beslenmeden solunuma, gelişip olgunlaşmadan yaşlanmaya kadar her safhanın açıklanmasında kimya vardır. İnsanlığı besleyen mahsullerin insan ihtiyaçları doğrultusunda muhafazası ve işlenmesi gibi süreçlerde gerekli olan bilgi kimyadır.

Biliyoruz ki tarım kimyası tarımsal çalışmalarda bir çok alanda kritik roller üstleniyor

Tarımda kimyayı sadece bitki koruma yada gübreleme kapsamında tarım kimyasalları olarak sınırlandırmak bilimde hakimiyetimizi kısıtlıyor. Kimya bilimden tarımda derinlemesine faydalanmamız için daha fazla araştırma ve geliştirme çalışmaları yapmalıyız. Kimyanın tarımdaki varlığı oldukça kapsamlıdır. Örneğin, genetik çalışmalar, bitki fizyolojisi ve davranışı, hormonlar-enzimler-hücresel olaylar gibi bitkinin kimyasal yapısındaki gelişmeler ve maddeler, bitki ekstraktlarının antimikrobiyal ve antioksidan potansiyeli, büyüme ve çimlenme gibi yaşamsal süreçler, toprak kimyası, retiküler kimya gibi kimyadaki ve teknolojideki yeni gelişmelerin tarım ile ilişkileri, biyoenerji ve daha fazlası tarım kimyasını oluşturan, araştırılması gereken önemli konulardan bazılarıdır.

Kimyanın aslında tarımın her şeyi olduğunu daha özel konulara indirgeyerek açıklamak mümkündür. Bu noktada bitkinin yaşam döngüsünde kritik öneme sahip olan polenlerin kimyasal bileşimi ile ilgili bilimsel araştırmaları kapsamlı konu havuzundan örnek olarak verebilirim. Bu bize kimyanın merkez bilim olduğunu kanıtlamada destek olacaktır. Adriana Kenđel ve  Boris Zimmermann’ın 2020 yılında yayınlanan ‘Chemical Analysis of Pollen by FT-Raman and FTIR Spectroscopies’ adlı çalışmalarında polen çalışmalarının biyolojik çeşitlilik, bitkilerin cinsel üremesi ve bitki-tozlaştırıcı etkileşimleri, aeroalerjenlerin izlenmesi ve kültüre alınmış ürünler ve vahşi topluluklar üzerinde kirlilik ve iklimin etkisini içeren mevcut ve geçmiş çevresel değerlendirmeler için önemli olduğunu belirterek, polenin kimyasal bileşimi hakkındaki bilgilerin tüm bu araştırma alanlarındaki çalışmalar için önemli olduğuna vurgu yapmışlardır. Ayrıca başlıca bitki taksonları için polenin kimyasal kalıpları hakkındaki bilgilerin, aerobiyoloji, paleoekoloji, adli tıp, topluluk ekolojisi, bitki-tozlayıcı etkileşimleri ve bitkiler üzerindeki iklim etkileri dahil olmak üzere bitki biyolojisi ve ekolojisindeki çeşitli çalışmalar için olağanüstü değerde olması gerektiğini söylemişlerdir (1).

Görüyoruz ki kimya bilimi tartışmasız tarım biliminin gelişimi ve üretim için çok önemlidir. Tarım kimyasındaki çalışmaların sonuçları insanların varlığına etki eder. Bu durum, tarım kimyasını tartışmasız en geniş çapta etkili araştırma alanlarından biri yapar.

Sonuç olarak,

Konuyu, yaşamın sürdürülebilirliği ve dünyanın artan nüfusunu besleme açısından ele alarak bağlamak istiyorum. Birleşmiş Milletler, 2050 yılında nüfusun 9 yada 10 milyara ulaşacağını tahmin etmektedir. Bu yoğunluktaki dünya nüfusunu beslemek için tarımsal üretimde %70’lik bir artış gerektiği bildirilmiştir. Küresel nüfus arttıkça, tarım kimyagerlerinin karşı karşıya olduğu zorlukların daha da stresli olacağı aşikardır (2). Öyleyse tüm bu gerçekleri göz önüne almalıyız. Atomun canlıların en küçük yapı taşı olduğunu bildiğimiz gibi tarım kimyasını tarımın merkezine konumlandırmalıyız.

Referanslar

  1. Adriana Kenđel ve  Boris Zimmermann, (2020), Chemical Analysis of Pollen by FT-Raman and FTIR Spectroscopies, Front. Plant Sci., 11:352
  2. Christine Herman, (2015), Agricultural Chemistry: New Strategies and Environmental Perspectives to Feed a Growing Global Population, American Chemical Society
Happy
Happy
0 %
Sad
Sad
0 %
Excited
Excited
0 %
Sleepy
Sleepy
0 %
Angry
Angry
0 %
Surprise
Surprise
0 %

Average Rating

5 Star
0%
4 Star
0%
3 Star
0%
2 Star
0%
1 Star
0%

Yorum bırakın

Your email address will not be published.